Karadedeler Olayı Nasıl Bir Film?İzledim-İzlenimlerim..
Filmle ilgili olumsuz düşüncelerime geçmeden önce, olumlu birkaç yanından bahsedeyim bu bölüm kısa sürecek zira.. Filmde oluşturulmak istenen belgesel havasının güzel yakalanmış, birkaç nokta dışında belgesele oldukça yakın bir film ama belgesel değil tabii ki de bu bir kurmaca.. Hala gerçekten yaşanmış olaydan olduğunu sananlar için yazıyorum bunu..
Fikir de güzel aslında, insalarımızı korkutmak için en müsait konu.. Bu arada sürekli dini korku filmi çekiyoruz neden bizden başka korku filmi çıkmıyor diyenler bu konuda akademik birkaç makele okurlarsa olayın kendilerinin sanıldığı kadar kolay olmadığını göreceklerdir.. Bu konuyu kullanıyoruz çünkü müslüman bir ülkeyiz ve müslüman ülkelerde genel itibariyle bu gibi korkular iş yapar.. Her ülkenin dini/kültürel/sosyolojik özellikleri etkilidir.. Siz hiç geceyarısı kanlı bir katil hikayesi dinleyip de korktunuz mu? Hayır! O zaman filmcileri de bu konuda eleştirmeyeceksin..
Gelelim filmin kötü hatta bence berbata yakın olma sebebine.. Filmi belgesel olduğuna inandırmak için gayret eden yapımcılar bunun dışında neredeyse hiçbir şey yapmamışlar.. Bir kere Erdinç'in babası ve kırmızı yelekli hanım oldukça yapay hareketler sergiliyorlar, yönlendirmeyle yapıldıkları oldukça bariz.. Çocukları da bu gruba dahil edebiliriz.. Film fazlasıyla sıkıcı ayrıca, zaten üç beş kişiydik salonda kimi çıktı gitti kimi de uydu kaldı.. Bu film için 80 dakika bile uzun diyebilirim.. Hele ilk bir saati ciddi biçimde tahammül sınırlarını zorluyor.. Gerçekten korku verilip, izleyiciyi istim üstünde tutacak sahneler ise gereğince işlenemediğinden yeterli etkiyi yapmıyor.. P. A'da gece yarısı kamera kayıttayken bir şeyler olacak hissi beni fazlasıyla tedirgin etmişti, bundaysa tedirginlik yeterince yaşanamıyor.. Filmin en etkileyici kaset olduğunu düşündüğüm sorgu kasedi ise oldukça kısa sürüyor.. Belgesel havası vermek için çok zorlamışlar, halbuki baştan peşinen kabul edip kurmaca film izleteceğiz zaten kandırmaya gerek yok mantığıyla hareket etselerdi, iyi bir şeyler olabilirdi. Güzel düşüncenin yanlış uygulamalar sonucunda heba olduğuna tanık oluyoruz bir kez daha.. İlk korku filmleri Dracula'nın İstanbul'a gelmesi ve Şeytan'ın kare kare taklidinden ibaret olan sinema için hala çok eksiğimiz var, bir kez daha görülüyor..
Genelde filmi eleştirenlere 'siz anca türk sinemasını eleştirir, yabancı amerikan filmlerini översiniz' gibi son derece aşağılık kompleksiyle cevap verenlere peşinen söyleyeyim Anayurt Oteli, Muhsin Bey, Y.Güney filmlerinin tadını almış, sinemamızın gerçek cevherini görmüş biriyim.. Sinemamızdaki filmlerin eksiklerini belirterek değil, sümen altı yaparak sinemamızın gelişeceğini düşünmeyecek kadar da seviyorum ulusal sinemayı.
Dip Not: Filmin başında olayların hepsi gerçektir diyip sonunda olayların gerçek olmadığı hayal ürünü olduğuna dair bir yazı geçmişti.Gerçekten büyük başarı (!)
Kategori: film, Film Yorumları, filmler
0 yorum